20 Mart 2012 Dünya Çocuk ve Gençlik Tiyatrosu Günü Ulusal Bildiri



 20 Mart 2012 Dünya Çocuk ve Gençlik Tiyatrosu Günü Ulusal Bildiri

Oyun, yaşamın çocukluk evresinden başlayarak insanı bütünleyen, yaşamı daha anlamlı, daha üretken, daha paylaşılır, daha coşkulu kılan, vazgeçilemeyen ve vazgeçilemez olandır. Tiyatro da yazarı, yönetmeni, oyuncusu, teknik ekibi ve seyircileriyle birlikte oynanan, oyun içinde bir oyun… Öyle bir oyun ki bu oyunun katılımcıları yaşamı bir kez daha, daha, anlamlı; bir kez daha, daha üretken; bir kez daha, daha paylaşılır; bir kez daha, daha coşkulu ve sürdürülebilir kılarlar. İnsanın var oluşundan bu yana oyun oynamanın, özellikle çocuk ve gençlerin yaşamlarının ayrılmaz bir parçası; oynanan oyunların geleceği oluşturacak yapı taşları; oyun oynamanın vazgeçilmez bir hak olduğunu bugün bir kez daha hatırlamamızda yarar var. Çünkü; bugün, Dünya Çocuk ve Gençlik Tiyatrosu Günü. Hatırlamamız ve kavramamız gereken bir başkaşey de bu haktan, oyun oynama hakkından, çocuk ve gençlerin en iyi şekilde yararlanabilmeleri yolunun çocuk ve gençlik tiyatrolarından geçtiği.

İlk çocuk tiyatrosunun perdelerini 1935 yılında açtığı ülkemizde o günden bugüne 76 yıl, altı aya yakın bir zaman geçti. Bu geçen zaman içinde kendisine çok şey borçlu olduğumuz Muhsin Ertuğrul başta olmak üzere bir avuç sanatçı ve düşünür, çocuk ve gençlik tiyatrosunun, çocuk ve gençlerin yaşamındaki yerini, önemini ve gereğini var güçleriyle anlatmaya; çocuk ve gençlik tiyatrosuna gönül vermiş sanatçılar da gerçekleştirdikleri olağanüstü çabalarla çocuk ve gençleri tiyatro ile buluşturmaya gayret ettiler.

Geriye dönüp baktığımızda dünden bugüne çocuk tiyatrosu alanında nicelik olarak epeyce, nitelik olarak da az biraz yol aldığımızı görmek gerekir. Devlet Tiyatroları ve İstanbul Şehir Tiyatroları başta olmak üzere birçok kentimizde giderek yaygınlaşan belediye tiyatroları, sivil toplum kuruluşları ve tüm zorluklara rağmen özel tiyatroların bu güne gelmemizde önemli katkıları var. Fakat gençlik tiyatrosu konusunda aynı şeyleri söylemek ne yazık ki pek mümkün değil.

Ülkemizde çocuk ve gençlik tiyatrosu konusunda yakın geçmişte gerçekleştirilen en önemli atılım, 1989 yılında ASSITEJ Uluslararası Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Birliği Türkiye Milli Merkezi’nin kurulmuş olmasıdır. Kuruluşundan başlayarak ülkemizde çocuk ve gençlik tiyatrosu olgusunun gereğince anlaşılması, kavranması; bu alanda yapılan çalışmaların yaygınlaşması ve gelişmesi için son derece önemli etkinlikler gerçekleştirmiş olan ASSITEJ aynı zamanda ülkemizdeki çocuk ve gençlik tiyatrosu çalışmaları ile diğer ülkelerdeki çalışmalar arasında Uluslar arası bir köprü oluşturmuştur. Son derece sınırlı olanaklarla gerçekleştirilen bu çalışmaların, çocuk ve gençlik tiyatrosu konusunda atılmış son derece önemli adımlar olarak desteklenmesi gerekmektedir.

Geçmişte, çocuk tiyatrosu çalışmalarının bu kadar yaygınlaşacağını, bunca ulusal ve uluslararası çocuk ve gençlik tiyatrosu festivalinin düzenleneceğini hayal etmenin dahi zor olduğu ülkemizde bütün bu gelişmelere karşın çocuk ve gençlik tiyatrosu konusunda istenen düzeye ulaştığımızı söylemek ne yazık ki çok zor. Hala eski anlayış ve alışkanlıkların inatla sürdürüldüğünü görmezlikten gelmek mümkün değil. Ama gelecek için geçmişte olduğumuzdan daha umutlu olmalıyız. Çünkü bugünlere ulaşmayı başaran ülkemiz çocuk ve gençlik tiyatrosu gönüllüleri, gelecek için çok daha güzel şeyler vaat ediyorlar. Bizi geleceğin daha çağdaş, daha yaratıcı, daha yaşanabilir, daha paylaşımcı, daha sevecen ve daha barışçı günlerine taşıyacak olan çocuk ve gençlik tiyatrosuna gönül vermiş olan sanatçı, aydınlarımızı yürekten selamlıyorum.

Çocuğu, genci ve yaşlısıyla yaşasın tiyatro!

Dr. Tekin Özertem


21.01.2012